John B. Watson (1878-1958) ;
“Give me a dozen healthy infants, well-formed, and my own specified world to bring them up in and I'll guarantee to take any one at random and train him to become any type of specialist I might select – doctor, lawyer, artist, merchant-chief and, yes, even beggar-man and thief, regardless of his talents, penchants, tendencies, abilities, vocations, and race of his ancestors. I am going beyond my facts and I admit it, but so have the advocates of the contrary and they have been doing it for many thousands of years.”
Davranışçılığın kurucusudur.
Watson'a göre, doğa bilimlerinde olduğu gibi psikolojide de yalnız somut ve gözlenebilir davranışlar ölçülebilir. Zihin ya da bilinç nesnel bir konu değildir ve bu nedenle bilimsel yöntemlerle incelenemez. Dolayısı ile psikolojinin uğraşı alanı herkes tarafından görülebilen davranışlar olmalıdır.
Bütün davranışların temelinde uyarıcı-tepki bağıntısı bulunmaktadır. Watson’a göre doğuştan getirdiğimiz uyarıcı-tepki bağıntıları bulunmaktadır. Birey gelişim sürecinde yeni uyarıcı-tepki bağıntılarını bu uyarıcı-tepki bağıntısı üzerine kurmaktadır.
Pavlov’un deneyi sonucunda köpek koşullanabiliyorsa insan da koşullanabilir.
Meydana gelmiş olan korkuları yok etme üzerinde durmuş, klasik koşullamayı bu doğrultuda kullanmıştır.
Öğrenme sürecinde sadece bitişiklik ve sıklık ilkelerini kabul etmiş, pekiştirmenin ya da ödüllendirmenin gerekli olmadığını savunmuştur.
Edwin Ray Guthrie (1886-1959);
Öğrenmenin tek yasası bitişikliktir. Bitişikliği, bir uyarıcıya karşı yapılan tepkinin daha sonra benzer uyarıcıyla karşılaşıldığında da gösterilme eğilimi olarak tanımlar.
Öğrenme, tek bir denemede, uyarıcı ve tepkinin yakın zamanda verilmesiyle oluşan koşullanma ve çağrışımla gerçekleşir. Tekrar önem taşımaz.
Kötü alışkanlıkları yok etmek için eşik, bıktırma veya zıt tepki yöntemi kullanılabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder