27 Aralık 2011 Salı

Makale Tarama Ödevi

Davranışçılıktan Yapılandırmacılığa: Eğitimde Yeni Bir Paradigma
Gürcü Koç, Melek Demirel 
Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 27: 2004, 174-180.

Makalede yazarlar, davranışçılığın popülerliğini kaybettiğinden, öğretim tasarımında davranışçılıktan bilişselciliğe ve bilişselcilikten de yapılandırmacılığa doğru bir değişim oluştuğunu belirtmişlerdir. 

Giriş kısmında, hem davranışçılığın hem de bilişselciliğin temelinde nesnelci yaklaşım olduğundan,
nesnelcilikte bilginin bireyden bağımsız olduğundan ve öğrenmenin dış dünyadan bireye transfer edilmesi sonucu oluştuğundan bahsedilmektedir.  Fakat yapılandırmacılara göre bireyler doldurulmayı bekleyen boş variller değildir, tersine anlamları araştıran etkin organizmalardır. Öğrenen bireyler bilgiyi bireysel olarak yaratır ve yeniden organize eder. Bunun yanında, öğrenme sosyal bir etkinliktir. Önceki bilgiler ve yaşantılar ise yeni öğrenmeler için temeldir.

Tarihsel bakış kısmında, bazı yapılandırmacıların kuramlarına yer verilmiştir. İlk yapılandırmacı Vico; “İnsan beyni ancak kendi yarattığını bilebilir.” demiştir. Kant’a göre, zihin sürekli öğrenme etkinliği içinde kendini değiştirir. Dewey'in öncüsü olduğu probleme dayalı öğrenme ve Bruner'in önemini vurguladığı buluşa dayalı öğrenme yapılandırmacılıkta uygulanan stratejilerdir. Ausubel ise öğretmenin etkili bir rehber olması gerektiğini belirtmiştir. Piaget ve Vygotsky ise yapılandırmacılığı en çok etkileyen bilim adamlarıdır.

Yapılandırmacılığın çeşitleri başlığı altında Piaget'nin savunduğu bilişsel ve Vygotsky'nin savunduğu sosyal yapılandırmacılığın detayları sunulmuştur. Piaget’ye göre yapılandırma, bireyin insansız bir ortamdaki etkileşiminden diğer bireylerle etkileşimine doğrudur. Fakat Vygotsky'ye göre bilişsel gelişim çocukla çevresindeki bireyler arasındaki karşılıklı etkileşim sonucunda oluşur. Sosyokültürel etkilere öncelik veren Vygotsky, üst düzey bilişsel süreçlerin evriminin, sosyalden (bireyler aras›) bireysele doğru ilerlediğini ileri sürer.

Yapılandırmacılığın eğitim ortamına yansımaları kısmında, davranışçı eğitim programlarında hedeflerin ürüne dayalı, yapılandırmacı yaklaşımda ise sürece dayalı olarak belirlendiğinden bahsedilmiştir. Ürüne dayalı
yaklaşım davranışlardaki gözlenebilir değişikliklere, sürece dayalı yaklaşım üst düzey öğrenme, düşünme
ve bilginin kalıcılığına odaklanmaktadır. Yapılandırmacılığa dayalı eğitimde tümdengelim yaklaşımı kullanılır. Öğrenenler önce bütünü, yani genel kavram ve ilkeleri görür, sonra konu ile ilgili derinlemesine inceleme yapar. Yapılandırmacı sınıflarda öğrencinin kendi kararlarını verebildiği, kendi öğrenme planını yaptığı ve
uyguladığı, gelişimini izlediği, çalışmalarını değerlendirdiği özgün öğrenme etkinlikleri kullanılır. Öğretmen ve öğrenenler, etkinliklere birlikte karar verir. 

Sonuç kısmında yapılandırmacı ortamların geleneksel yaklaşımlara kıyasla öğrenmede hem daha etkili olduğu, hem de öğrenenin daha fazla zevk aldığı, daha fazla sorumluluk aldığı, daha azimli olduğu belirtilmiştir. Yani yapılandırmacı yaklaşım hem duyuşsal öğrenme ürünleri hem de üst düzey düşünme becerileri kazandırmada daha etkilidir.